Gerek sanat anlayışı, gerekse entelektüel derinliği ile Frederic Chopin, klasik müzik camiasına ve insanlığa onlarca ölümsüz eser bırakmıştır. Frederic Chopin eserleri Avrupa klasik müzik sanatını temelden sarsmış ve yepyeni bir anlayışın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Romantik dönemin kalıplaşan sanat anlayışını yerle bir eden Chopin; başka ustaların eserlerini işlerken bile kendi figürlerini kullanmaktan çekinmemiştir.
Chopin’in sanatsal anlayışında öne çıkan bir diğer nokta da geleneksel motiflere olan tutkusudur. Polonya kültürü ve halk müziğini o kadar derinden benimsemiştir ki, klasik müzik ile ikisini sürekli olarak bir araya getirerek yaratıcı sonatlar, konçertolar ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde sanatçının serbest çalışmaları da Avrupa’da dönemin romantik sanat anlayışını yeniden şekillendirmiştir. Beethoven ve Mozart gibi duayenlerin eserlerini bile kendine has bir çizgide yorumlayan Chopin, klasik müziğe yeni bir soluk getirmiş, dolayısıyla dönemin en önemli sanat insanları arasına girmiştir.
Chopin, tam anlamıyla romantik bir sanatkar fakat yine yaratılış bakımından bambaşka bir insandı. Besteciliği bunu en açık şekilde gösterir. Pek az eseri istisna edilirse besteciliği tamamen piyanoya vurmuştur. Piyanodan kendini gösteren yeni tınlama imkânları çıkarmış, ayrıca devrinin henüz ulaşamadığı tınıları bile keşfetmiştir. Bununla birlikte armonilerinin geniş ve zengin ifade sahası, çok farklı üstünlüğünü, bu melodiler ve onların ortaya konuşunda beliren ritimlerin özel bir serbestlikle düzenlenişi ve sonunda lirik şiire has bir tattan gelişerek yükselen ifade yeteneği gibi nitelikleriyle, Chopin’in Fransız müziğinin ancak çok daha sonra varabildiği özelliklerin ilk hatlarını tespit etmek mümkündür. Ne kadar uzakta yaşasa da derin bir hisle vatanına daima bağlı kalmıştır. Kendisinden önce konser salonlarında görülen mazurka ve polonezleri folklör statüsünden çıkarıp sanat seviyesine yükselten odur.
Klasik müzik sevemeyen insanlar Chopin'in tınılarına şans vermelidir.